İBB Genel Sekreter Yardımcısı Becerikli Polat’ın tutukluluğuna itiraz edildi
Polat’ın avukatı Erkam Fazilet tarafından, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe sunuldu.
Dilekçede, Polat’ın soruşturma kapsamında 19 Mart’ta gözaltına alındığı ve 23 Mart’ta İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandığı belirtildi.
Polat’ın, savcılığın müzekkeresi doğrultusunda bugün cezaevi yerleşkesinde bulunan hastaneye sevk edildiği, burada dahiliye, göğüs hastalıkları, psikiyatri, üroloji ve genel cerrahi branşları tarafından muayene edildiği aktarılan dilekçede, “Bu muayene bulgularının heyet raporu formunda tanzim edilerek Yetenekli Polat’ın İsimli Tıp Kurumuna sevk edileceği bilgisi tarafımıza şifahen ulaşmıştır.” sözü kullanıldı.
5275 Sayılı Kanun’un 16/2 unsuruna nazaran hastalık nedeniyle infaz ertelemenin kriterinin, mahkumun hayatı için kesin bir tehlike teşkil etmesi olduğuna işaret edilen dilekçede şunlar kaydedildi:
“Oysa Becerikli Polat hükümlü değil, tutukludur. Tutuklu hakkında sıhhat durumu ve cezaevinin sıhhat şartları üzerindeki tesiri bağlamında isimli denetim kararları doğrultusunda tahliyesine karar verilmesi için cezaevi şartlarının hayatı için kesin bir tehlike teşkil ettiğinin tespitine muhtaçlık yoktur. Cezaevi şartlarının sıhhatine ziyan verdiğinin yahut orada bulunması münasebetiyle yaşadığı acil durumların sıhhati ve ömrü üzerinde tehlike teşkil edip etmediğinin tespiti kafidir. Uzman Polat’ın tutuklanmasının ardından cezaevi şartları nedeniyle mütemadiyen yüksek tansiyon altında bulunması ve hayati tehlikeyi gündeme getirecek formda cezaevi dışındaki hastanelere iki kere sevk edilmesi, başlı başına tahliye nedenidir.”
Polat’ın aktüel sıhhat durumunun berbata gitmesinin ve cezaevi şartlarında bulunmasının sıhhatine ziyan verdiği, hayat hakkı üzerinde ağır ve yakın bir tehlikeyi gündeme getirdiği kaydedilen dilekçede, Polat’ın tıbbi tedavi alma ve sıhhatini muhafaza imkanını engellemeyecek isimli denetim önlemleri doğrultusunda tahliyesine karar verilmesi talep edildi.
OLAY
Mahir Polat, 29 Mart’ta tutuklu bulunduğu Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan ambulansla Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmıştı.
Yapılan denetimlerinin akabinde hastanenin Kardiyoloji Kısmı Ağır Bakım Ünitesinde müşahede altında tutulan Polat’a anjiyo süreci yapılmıştı.
Tedavisi sona eren Polat, 31 Mart’ta taburcu edilmesinin akabinde ceza infaz kurumuna gönderilmişti.
Polat, bugün Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesindeki hastanede, sıhhat durumunun ceza infaz kurumunda kalmasına elverişli olup olmadığının tespiti için heyet karşısına çıkmıştı.
Kurul, Polat’ın İsimli Tıp Kurumuna sevk edilmesini kararlaştırmıştı.
Polat’ın avukatı Erkam Fazilet tarafından, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe sunuldu.
Dilekçede, Polat’ın soruşturma kapsamında 19 Mart’ta gözaltına alındığı ve 23 Mart’ta İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandığı belirtildi.
Polat’ın, savcılığın müzekkeresi doğrultusunda bugün cezaevi yerleşkesinde bulunan hastaneye sevk edildiği, burada dahiliye, göğüs hastalıkları, psikiyatri, üroloji ve genel cerrahi branşları tarafından muayene edildiği aktarılan dilekçede, “Bu muayene bulgularının heyet raporu halinde tanzim edilerek Uzman Polat’ın İsimli Tıp Kurumuna sevk edileceği bilgisi tarafımıza şifahen ulaşmıştır.” sözü kullanıldı.
5275 Sayılı Kanun’un 16/2 unsuruna nazaran hastalık nedeniyle infaz ertelemenin kriterinin, mahkumun hayatı için kesin bir tehlike teşkil etmesi olduğuna işaret edilen dilekçede şunlar kaydedildi:
“Oysa Uzman Polat hükümlü değil, tutukludur. Tutuklu hakkında sıhhat durumu ve cezaevinin sıhhat şartları üzerindeki tesiri bağlamında isimli denetim kararları doğrultusunda tahliyesine karar verilmesi için cezaevi şartlarının hayatı için kesin bir tehlike teşkil ettiğinin tespitine muhtaçlık yoktur. Cezaevi şartlarının sıhhatine ziyan verdiğinin yahut orada bulunması hasebiyle yaşadığı acil durumların sıhhati ve ömrü üzerinde tehlike teşkil edip etmediğinin tespiti kafidir. Uzman Polat’ın tutuklanmasının ardından cezaevi şartları nedeniyle mütemadiyen yüksek tansiyon altında bulunması ve hayati tehlikeyi gündeme getirecek formda cezaevi dışındaki hastanelere iki defa sevk edilmesi, başlı başına tahliye nedenidir.”
Polat’ın yeni sıhhat durumunun berbata gitmesinin ve cezaevi şartlarında bulunmasının sıhhatine ziyan verdiği, hayat hakkı üzerinde ağır ve yakın bir tehlikeyi gündeme getirdiği kaydedilen dilekçede, Polat’ın tıbbi tedavi alma ve sıhhatini müdafaa imkanını engellemeyecek isimli denetim önlemleri doğrultusunda tahliyesine karar verilmesi talep edildi.
OLAY
Mahir Polat, 29 Mart’ta tutuklu bulunduğu Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan ambulansla Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılmıştı.
Yapılan denetimlerinin akabinde hastanenin Kardiyoloji Kısmı Ağır Bakım Ünitesinde müşahede altında tutulan Polat’a anjiyo süreci yapılmıştı.
Tedavisi sona eren Polat, 31 Mart’ta taburcu edilmesinin akabinde ceza infaz kurumuna gönderilmişti.
Polat, bugün Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesindeki hastanede, sıhhat durumunun ceza infaz kurumunda kalmasına elverişli olup olmadığının tespiti için konsey karşısına çıkmıştı.
Kurul, Polat’ın İsimli Tıp Kurumuna sevk edilmesini kararlaştırmıştı.
