Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e, Şişli Belediyesi önünde düzenlenen mitingde sarf ettiği kelamlar nedeniyle 500 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel tarafından İstanbul 46. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde, davalı CHP Genel Başkanı Özel’in, 9 Nisan Çarşamba günü Şişli Belediyesi önündeki mitingde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sarf ettiği kelamlara yer verildi.
“Davalı Özgür Özel, her mitinginde Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik hakaretleriyle, siyasi hayatını sövgü ve taarruzlarla örerek, kendi partisinin karıştığı yolsuzluk ve öteki şaibeleri örtbas etmeye çalışmakta, müvekkilimi direkt maksat alarak ve kitleleri tahrik ederek partisini aklamaya çalışmaktadır.” denilen dilekçede, “Bu süreçte çeşitli bürokrat ve siyasetçilerle birlikte müvekkilimiz Sayın Cumhurbaşkanımıza çamur atarak, algı oluşturmak, komplo teorileri ve dezenformasyon oluşturmak, tahkir ve tezyifle kamu makamlarını yıldırmaya çalışmaktadır. Müvekkilimizi direkt amaç alarak ve kitleleri tahrik ederek partisini aka çıkartma uğraşındadır. Bu bağlamda, davalının telaffuzları yalnızca ferdî bir tenkit hududunda kalmayıp, kamu nizamını tehdit eden ve anayasal tertibe ziyan verebilecek potansiyele sahip beyanlardır.” değerlendirmesi yer aldı.
Dilekçede, Özel’in rastgele bir somut destek ya da teyit bulunmamasına karşın açıkça çarpıtılmış ve gerçeğe ters bir olay ile durumu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a taammüden isnat ettiği aktarılarak, şunlar kaydedildi:
Davalı, müvekkilimiz ve birçok kamu vazifelisi hakkında komplo teorileri üretmiş ve bunları kamuoyuna yaymış, müvekkilimizi, asla kişiliğiyle bağdaşmayacak halde, hukuka karşıt davranan, antidemokratik ve komplocu bir kişi olarak göstermeye çalışmıştır. Bu süreçte, sırf müvekkilimizi değil, onun şahsında kamu makamlarını ve seçmenleri de gaye almıştır. Bu durum, açıkça bir nefret söylemi niteliği taşımaktadır. Davalı, kendi partisi ve partilileri hakkında bağımsız yargının yönelttiği ithamlar ve çeşitli şaibeler karşısında oluşan kamusal dikkati dağıtmakta, kendisine yönelik şaibeleri, müvekkilimize hakaret ederek ve halkı ona karşı tahrik ederek örtbas etmeye çalışmaktadır.
Dilekçede, “Davalı, 17-25 Aralık sürecinde FETÖ tarafından uydurulan ve darbe teşebbüsüne yer hazırlamak hedefiyle kullanılan iftiraları tekrar gündeme taşıyarak, kamuoyuna yaymaya çalışmaktadır. Bu doğrultuda, FETÖ’ye karşı gayreti herkesin malumu olan müvekkilimizi, FETÖ kaynaklı mesnetsiz isnatlarla yıpratmayı hedeflemektedir. Davalının bu hareketi, müvekkilimizin kişilik haklarını ihlal eden, kamuoyunu kasıtlı olarak yanıltmaya yönelik ve büsbütün gerçek dışı nitelikte olup, hukuka açıkça alışılmamıştır.” tabirleri yer aldı.
“BU TIP BEYANLAR CAYDIRICI BİR BASKI OLUŞTURMAKTADIR”
Özel’in sarf ettiği hakaret içerikli kelamların, yaydığı dezenformasyon ve ortaya attığı komplo teorilerinin hem hukuka hem de genel ahlak kurallarına açıkça karşıt olduğu vurgulanan dilekçede, “Davalının bu biçimde yürüttüğü sistematik tezvirat ve galiz sözler sadece müvekkilimizin kişilik haklarını ihlal etmekle kalmamakta, tıpkı vakitte hak arama hürriyetini de zedelemektedir. Bu tıp beyanlar, dava açan ve hakkını arayan şahısların toplum nezdinde yaftalanmasına yol açmakta ve caydırıcı bir baskı oluşturmaktadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. hususu uyarınca, kişilik hakları hukuka ters formda ihlal edilen kimsenin, uğradığı manevi zararın tazminini talep hakkı bulunmaktadır. Davalının hareketleri nedeniyle müvekkilimizin maruz kaldığı manevi ziyan sübut bulmuş olup, bu zararın tazmini gerekmektedir.” denildi.
Dilekçede, “Öte yandan, davalıdan sonra kelam alan dava dışı şahısların de konuşmalarında direkt müvekkilimizi maksat alan beyanlarda bulunmaları, miting alanında açılan pankartlar ve atılan sloganlarla müvekkilimize yönelik topluca hakaret edilmesi olgusu birlikte değerlendirildiğinde, bu fiillerin birlikte icra edildiği ve organize biçimde yürütüldüğü anlaşılmaktadır.” tabirleri kullanıldı.
Davalı Özel’in toplumsal medya ile basılı ve dijital basın organları aracılığıyla tedavüle soktuğu, aleni halde kişilik haklarını ihlal eden beyanlarının hukuka karşıtlığının açıkça ortaya konduğu kaydedilen dilekçede, şunlar vurgulandı:
“Üstelik, davalının toplumda huzursuzluk yaratmaya yönelik telaffuzları, Cumhurbaşkanlığı üzere en üst kamu makamına yönelik hakaretleri olağanlaştırma uğraşı ve kamu kurumlarını gaye gösteren hali da mahkemenizce dikkate alınması gereken değerli konulardandır. Rastgele bir somut gerçeğe yahut türel desteğe sahip olmayan söz ve ithamlarda bulunan davalıya yönelik manevi ziyan talebimizi bu sebeple hakkaniyete uygun bir halde 500 bin lira meblağdan açmakla bir arada, mahkemenizden davamızın bu ölçü üzerinden kabulünü talep ediyoruz. Davalının, kamu kurumlarınca çürütülen ve yalanlığı resmiyet kazanan iftira ve hakaretlerde bulunduğu konusunun da mahkemenizce göz önünde bulundurulmasını talep ederiz.”
Dava dilekçesinde, davanın kabulü ve Özel’den 500 bin lira manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tazmin edilmesi talep edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e, Şişli Belediyesi önünde düzenlenen mitingde sarf ettiği kelamlar nedeniyle 500 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel tarafından İstanbul 46. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde, davalı CHP Genel Başkanı Özel’in, 9 Nisan Çarşamba günü Şişli Belediyesi önündeki mitingde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sarf ettiği kelamlara yer verildi.
“Davalı Özgür Özel, her mitinginde Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik hakaretleriyle, siyasi hayatını sövgü ve hücumlarla örerek, kendi partisinin karıştığı yolsuzluk ve başka şaibeleri örtbas etmeye çalışmakta, müvekkilimi direkt maksat alarak ve kitleleri tahrik ederek partisini aklamaya çalışmaktadır.” denilen dilekçede, “Bu süreçte çeşitli bürokrat ve siyasetçilerle birlikte müvekkilimiz Sayın Cumhurbaşkanımıza çamur atarak, algı oluşturmak, komplo teorileri ve dezenformasyon oluşturmak, tahkir ve tezyifle kamu makamlarını yıldırmaya çalışmaktadır. Müvekkilimizi direkt maksat alarak ve kitleleri tahrik ederek partisini aka çıkartma uğraşındadır. Bu bağlamda, davalının telaffuzları yalnızca şahsî bir tenkit hududunda kalmayıp, kamu tertibini tehdit eden ve anayasal sisteme ziyan verebilecek potansiyele sahip beyanlardır.” değerlendirmesi yer aldı.
Dilekçede, Özel’in rastgele bir somut destek ya da teyit bulunmamasına karşın açıkça çarpıtılmış ve gerçeğe muhalif bir olay ile durumu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a taammüden isnat ettiği aktarılarak, şunlar kaydedildi:
Davalı, müvekkilimiz ve birçok kamu vazifelisi hakkında komplo teorileri üretmiş ve bunları kamuoyuna yaymış, müvekkilimizi, asla kişiliğiyle bağdaşmayacak halde, hukuka karşıt davranan, antidemokratik ve komplocu bir kişi olarak göstermeye çalışmıştır. Bu süreçte, sadece müvekkilimizi değil, onun şahsında kamu makamlarını ve seçmenleri de amaç almıştır. Bu durum, açıkça bir nefret söylemi niteliği taşımaktadır. Davalı, kendi partisi ve partilileri hakkında bağımsız yargının yönelttiği ithamlar ve çeşitli şaibeler karşısında oluşan kamusal dikkati dağıtmakta, kendisine yönelik şaibeleri, müvekkilimize hakaret ederek ve halkı ona karşı tahrik ederek örtbas etmeye çalışmaktadır.
Dilekçede, “Davalı, 17-25 Aralık sürecinde FETÖ tarafından uydurulan ve darbe teşebbüsüne taban hazırlamak emeliyle kullanılan iftiraları yine gündeme taşıyarak, kamuoyuna yaymaya çalışmaktadır. Bu doğrultuda, FETÖ’ye karşı uğraşı herkesin malumu olan müvekkilimizi, FETÖ kaynaklı mesnetsiz isnatlarla yıpratmayı hedeflemektedir. Davalının bu aksiyonu, müvekkilimizin kişilik haklarını ihlal eden, kamuoyunu kasıtlı olarak yanıltmaya yönelik ve büsbütün gerçek dışı nitelikte olup, hukuka açıkça terstir.” sözleri yer aldı.
“BU TIP BEYANLAR CAYDIRICI BİR BASKI OLUŞTURMAKTADIR”
Özel’in sarf ettiği hakaret içerikli kelamların, yaydığı dezenformasyon ve ortaya attığı komplo teorilerinin hem hukuka hem de genel ahlak kurallarına açıkça alışılmamış olduğu vurgulanan dilekçede, “Davalının bu formda yürüttüğü sistematik tezvirat ve galiz sözler sırf müvekkilimizin kişilik haklarını ihlal etmekle kalmamakta, birebir vakitte hak arama hürriyetini de zedelemektedir. Bu çeşit beyanlar, dava açan ve hakkını arayan şahısların toplum nezdinde yaftalanmasına yol açmakta ve caydırıcı bir baskı oluşturmaktadır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. hususu uyarınca, kişilik hakları hukuka karşıt biçimde ihlal edilen kimsenin, uğradığı manevi zararın tazminini talep hakkı bulunmaktadır. Davalının aksiyonları nedeniyle müvekkilimizin maruz kaldığı manevi ziyan sübut bulmuş olup, bu zararın tazmini gerekmektedir.” denildi.
Dilekçede, “Öte yandan, davalıdan sonra kelam alan dava dışı bireylerin de konuşmalarında direkt müvekkilimizi maksat alan beyanlarda bulunmaları, miting alanında açılan pankartlar ve atılan sloganlarla müvekkilimize yönelik topluca hakaret edilmesi olgusu birlikte değerlendirildiğinde, bu fiillerin birlikte icra edildiği ve organize biçimde yürütüldüğü anlaşılmaktadır.” sözleri kullanıldı.
Davalı Özel’in toplumsal medya ile basılı ve dijital basın organları aracılığıyla tedavüle soktuğu, aleni formda kişilik haklarını ihlal eden beyanlarının hukuka tersliğinin açıkça ortaya konduğu kaydedilen dilekçede, şunlar vurgulandı:
“Üstelik, davalının toplumda huzursuzluk yaratmaya yönelik telaffuzları, Cumhurbaşkanlığı üzere en üst kamu makamına yönelik hakaretleri olağanlaştırma uğraşı ve kamu kurumlarını gaye gösteren hali da mahkemenizce dikkate alınması gereken kıymetli konulardandır. Rastgele bir somut gerçeğe yahut türel desteğe sahip olmayan tabir ve ithamlarda bulunan davalıya yönelik manevi ziyan talebimizi bu sebeple hakkaniyete uygun bir formda 500 bin lira meblağdan açmakla bir arada, mahkemenizden davamızın bu ölçü üzerinden kabulünü talep ediyoruz. Davalının, kamu kurumlarınca çürütülen ve yalanlığı resmiyet kazanan iftira ve hakaretlerde bulunduğu konusunun da mahkemenizce göz önünde bulundurulmasını talep ederiz.”
Dava dilekçesinde, davanın kabulü ve Özel’den 500 bin lira manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tazmin edilmesi talep edildi.
