Başsavcılıktan yapılan açıklamada, son periyotlarda meydana gelen toplumsal olaylara ait haklarında dava açılan öğrencilere bilhassa siyasi yasak talep edildiği tarafındaki haberlerin palavra ve manipülatif nitelikte olduğu belirtildi.
Açıklamada, “Bilindiği üzere 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. hususu yeterince ceza ve infaz sistemimizde cürüm ayrımı olmaksızın tüm taammüden işlenen hatalarda mahkumiyetin doğal sonucu olarak birebir unsurda belirtilen muhakkak hakları kullanmaktan mahrum bırakılma önlemleri rastgele bir talep olmaksızın uygulanmaktadır.” tabirleri kullanıldı.
İSTANBUL’DA MÜSAADESİZ ŞOVLARA KATILAN VE PROVOKATİF PAYLAŞIM YAPAN 90 SANIĞA DAVA AÇILDI
Öte yandan İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk ve terör soruşturmalarının akabinde toplumsal medya üzerinden provokatif paylaşımlar yaptıkları ve müsaadesiz şovlara katıldıkları belirlenen 3’ü tutuklu 90 sanık hakkında, 6 ay ile 9 yıl ortasında değişen müddetlerde mahpus cezası istemiyle dava açıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İstanbul Valiliğinin 19-23 Mart tarihleri ortasında her türlü toplantı, şov ve basın açıklaması yapılmasını yasakladığı aktarıldı.
Valilik kararına rağmen vatandaşların kışkırtılması sonucu provokatif hareketler oluştuğu belirtilen iddianamede, yaşanan aksilikler üzerine toplumsal medya üzerinden halkı kışkırtıcı ve cürüm işlemeye tahrik mahiyetinde paylaşım yapan hesap kullanıcılarının tespitine ait çalışma yürütüldüğü kaydedildi.
İddianamede, 21 kişinin toplumsal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlara yer verilerek, bunların, toplantı ve şov yürüyüşünü yasaklayan mahiyetteki valilik kararına rağmen ısrarlı halde vatandaşları yasa dışı biçimde aksiyonlara ve sokak olaylarına katılmaları ismine kışkırtıcı ve teşvik edici nitelikte paylaşımlar yaptıkları anlatıldı.
Bu formda “suç işlemeye alenen tahrik etme” cürmünü işledikleri belirlenen sanıklar hakkında kamu davası açılması için gereken kâfi kuşkuyu oluşturmaya muktedir nitelikte kanıt elde edildiği belirtilen iddianamede, anayasayla teminat altına alınan toplantı ve şov yürüyüşü hakkının da Toplantı ve Şov Yürüyüşleri Kanunu’nun “Herkes, evvelden müsaade almaksızın bu kanunun kararlarına nazaran silahsız ve hücumsuz olarak kanunların hata saymadığı belli gayelerle toplantı ve şov yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” kararı ile tanımlandığı tabir edildi.
İddianamede, lakin tıpkı kanunda bu hakkın kullanımının yol ve kaidelerinin belirlendiği aktarıldı.
BAZILARI TOPLANTI VE YÜRÜYÜŞLERE KENDİLERİNİ TANINMAYACAK HALE GETİREREK KATILDI
İddianamede, emniyet tarafından hareket imajları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda her bir sanık tarafından başka ayrı tespit tutanakları düzenlendiği belirtildi.
Yasaklama kararına karşı kent genelinde birçok noktada kalabalık kümelerin toplanarak müsaadesiz şov yürüyüşü yaptıklarının tespit edildiği anlatılan iddianamede, sanıklardan kimilerinin toplantı ve yürüyüşlere kendilerini tanınmayacak hale getirerek katıldıkları kaydedildi.
İddianamede, kolluk vazifelilerinin, göstericilerin yanına geçerek polis tanıtma kartlarını ibraz ettikleri ve metoduna uygun olarak ikazda bulunup aksiyonlarını sonlandırmamaları durumunda yakalama yapılacağı bilgisini verdikleri anlatılarak, şahısların ikaz ve ikazlara karşın hareketlerine devam ettikleri vurgulandı.
Sanıkların, yakalama sürecine karşı koymaları ve direnmeleri üzerine, misyonlu polis memurları tarafından dirençlerini kıracak ölçüde gerekli müdahalede bulunulduğu, yakalama sürecinin yapıldığı anlatılan iddianamede, sanıklar hakkında soruşturma sürecine başlanıldığı aktarıldı.
Alınan tabirler, düzenlenen tutanaklar ve tüm soruşturma evrakı incelendiğinde 90 sanıktan 60’ının “toplantı ve yürüyüşlere silah ve gibisi aletler taşıyarak yahut kendilerini tanınmayacak hale getirerek katılma” cürmünden 2 yıl 6’şar aydan 4’er yıla kadar mahpusla cezalandırılması istendi.
İddianamede, 21 sanığın “suç işlemeye tahrik” cürmünden 6’şar aydan 5’er yıla, 8 sanığın “Toplantı ve Şov Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” kabahatinden 6’şar aydan 3’er yıla, bir sanığın ise “toplantı ve yürüyüşlere silah ve gibisi aletler taşıyarak yahut kendilerini tanınmayacak hale getirerek katılma” ve “suç işlemeye tahrik” hatalarından 3 yıldan 9 yıla kadar mahpusu talep edildi.
Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame, gönderildiği İstanbul 34. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Başsavcılıktan yapılan açıklamada, son periyotlarda meydana gelen toplumsal olaylara ait haklarında dava açılan öğrencilere bilhassa siyasi yasak talep edildiği tarafındaki haberlerin palavra ve manipülatif nitelikte olduğu belirtildi.
Açıklamada, “Bilindiği üzere 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. unsuru mucibince ceza ve infaz sistemimizde cürüm ayrımı olmaksızın tüm taammüden işlenen hatalarda mahkumiyetin doğal sonucu olarak tıpkı unsurda belirtilen belli hakları kullanmaktan mahrum bırakılma önlemleri rastgele bir talep olmaksızın uygulanmaktadır.” tabirleri kullanıldı.
İSTANBUL’DA MÜSAADESİZ ŞOVLARA KATILAN VE PROVOKATİF PAYLAŞIM YAPAN 90 SANIĞA DAVA AÇILDI
Öte yandan İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk ve terör soruşturmalarının akabinde toplumsal medya üzerinden provokatif paylaşımlar yaptıkları ve müsaadesiz şovlara katıldıkları belirlenen 3’ü tutuklu 90 sanık hakkında, 6 ay ile 9 yıl ortasında değişen müddetlerde mahpus cezası istemiyle dava açıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İstanbul Valiliğinin 19-23 Mart tarihleri ortasında her türlü toplantı, şov ve basın açıklaması yapılmasını yasakladığı aktarıldı.
Valilik kararına rağmen vatandaşların kışkırtılması sonucu provokatif hareketler oluştuğu belirtilen iddianamede, yaşanan aksilikler üzerine toplumsal medya üzerinden halkı kışkırtıcı ve kabahat işlemeye tahrik mahiyetinde paylaşım yapan hesap kullanıcılarının tespitine ait çalışma yürütüldüğü kaydedildi.
İddianamede, 21 kişinin toplumsal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlara yer verilerek, bunların, toplantı ve şov yürüyüşünü yasaklayan mahiyetteki valilik kararına rağmen ısrarlı formda vatandaşları yasa dışı formda hareketlere ve sokak olaylarına katılmaları ismine kışkırtıcı ve teşvik edici nitelikte paylaşımlar yaptıkları anlatıldı.
Bu formda “suç işlemeye alenen tahrik etme” hatasını işledikleri belirlenen sanıklar hakkında kamu davası açılması için gereken kâfi kuşkuyu oluşturmaya muktedir nitelikte kanıt elde edildiği belirtilen iddianamede, anayasayla teminat altına alınan toplantı ve şov yürüyüşü hakkının da Toplantı ve Şov Yürüyüşleri Kanunu’nun “Herkes, evvelce müsaade almaksızın bu kanunun kararlarına nazaran silahsız ve akinsız olarak kanunların cürüm saymadığı belli maksatlarla toplantı ve şov yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” kararı ile tanımlandığı söz edildi.
İddianamede, lakin birebir kanunda bu hakkın kullanımının yordam ve kaidelerinin belirlendiği aktarıldı.
BAZILARI TOPLANTI VE YÜRÜYÜŞLERE KENDİLERİNİ TANINMAYACAK HALE GETİREREK KATILDI
İddianamede, emniyet tarafından aksiyon imajları üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda her bir sanık tarafından farklı ayrı tespit tutanakları düzenlendiği belirtildi.
Yasaklama kararına karşı kent genelinde birçok noktada kalabalık kümelerin toplanarak müsaadesiz şov yürüyüşü yaptıklarının tespit edildiği anlatılan iddianamede, sanıklardan kimilerinin toplantı ve yürüyüşlere kendilerini tanınmayacak hale getirerek katıldıkları kaydedildi.
İddianamede, kolluk vazifelilerinin, göstericilerin yanına geçerek polis tanıtma kartlarını ibraz ettikleri ve yöntemine uygun olarak ihtarda bulunup aksiyonlarını sonlandırmamaları durumunda yakalama yapılacağı bilgisini verdikleri anlatılarak, şahısların ihtar ve ikazlara karşın aksiyonlarına devam ettikleri vurgulandı.
Sanıkların, yakalama sürecine karşı koymaları ve direnmeleri üzerine, misyonlu polis memurları tarafından dirençlerini kıracak ölçüde gerekli müdahalede bulunulduğu, yakalama sürecinin yapıldığı anlatılan iddianamede, sanıklar hakkında soruşturma sürecine başlanıldığı aktarıldı.
Alınan tabirler, düzenlenen tutanaklar ve tüm soruşturma evrakı incelendiğinde 90 sanıktan 60’ının “toplantı ve yürüyüşlere silah ve gibisi aletler taşıyarak yahut kendilerini tanınmayacak hale getirerek katılma” cürmünden 2 yıl 6’şar aydan 4’er yıla kadar mahpusla cezalandırılması istendi.
İddianamede, 21 sanığın “suç işlemeye tahrik” cürmünden 6’şar aydan 5’er yıla, 8 sanığın “Toplantı ve Şov Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” kabahatinden 6’şar aydan 3’er yıla, bir sanığın ise “toplantı ve yürüyüşlere silah ve gibisi aletler taşıyarak yahut kendilerini tanınmayacak hale getirerek katılma” ve “suç işlemeye tahrik” cürümlerinden 3 yıldan 9 yıla kadar mahpusu talep edildi.
Başsavcılık tarafından onaylanan iddianame, gönderildiği İstanbul 34. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
