Deprem uzmanı Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, afet anında hayat kurtarabilecek zelzele çantasında bulunması gereken temel gereçleri ve o anda yapılması gerekenleri anlattı. Prof. Dr. Altan, “Depreme öncelikle yapısal hazırlıklı olmalıyız. Meskenlerimizi sarsıntıya sağlam hale getirmemiz gerekiyor. Gerekiyorsa bir inşaat mühendisine başvurarak konutun denetim ettirilmeli. Bu biçimde yapısal hazırlık yapılmalı. Bir de yapısal olmayan hazırlıklarımız var. Meskendeki eşyalarımız, örneğin devrilme riski olan gardıroplar, sabitlenmeli. Yakıcı ve yanıcı hususlar için de tedbir alınmalı. Örneğin, duvara sabitlemek, odadaki aynaları teminata almak, camlara sinema çektirmek üzere tedbirlerle cam kırıklarının ziyan vermesi engellenebilir. Bu stil hazırlıklar da konut içinde yapılması gereken değerli adımlar” diye konuştu.
‘BİNA SAĞLAMLIĞI ÇOK ÖNEMLİ’
Deprem çantası hazırlığının kıymetini vurgulayan Prof. Dr.Altan, “Ancak unutulmamalı ki, sarsıntı çantası tek başına bir hayat kurtarıcı değildir. Öncelik meskenin sağlam olmasıdır. Konut gereğince güçlü değilse, çanta sırf yakınınızdaysa işe fayda hale gelir. Örneğin bir hastaysanız, ilaçlarınızı o çantada bulundurmanız gerekir. İrtibat kurmak için de çantanın içinde düdük üzere yer belirlemeye yardımcı materyaller olmalı. Lakin yeniden de en kıymetli bahis, binamızın sağlamlığıdır. Sarsıntı çantası ferdi hazırlanmalı, zira herkesin muhtaçlığı farklı olabilir. Yeniden de ortak kimi temel materyaller olmalı: bağlantı araçları, düdük, cep telefonu ve batarya üzere. Ayrıyeten uzun mühlet dayanabilecek konserveler ve su kesinlikle bulunmalı. Yaralanma üzere durumlar için birinci yardım seti de çantada yer almalı. Kronik rahatsızlığı olan yaşlı bireyler günlük kullandıkları ilaçları da bu çantaya koymalı, zira onlar için saniyeler bile değerli olabilir. Bu tıp ilaçlar bilhassa gece ulaşılabilecek bir yerde, yatağın yanında tutulmalı” tabirlerini kullandı.
‘SU STOKU SAĞLAM OLMALI’
Prof. Dr.Altan, “Herkesin farklı bir yatak odasında uyuduğu düşünülürse, herkesin ferdi sarsıntı çantası olmalı. Hatta bir ölçü nakit para da bulundurulabilir, zira zelzele sonrası dışarı çıktığınızda gereksinim olabilir. El feneri çok değerli; elektrik kesileceği için karanlıkta taraf bulmakta işe fayda. Aksi halde düşüp yaralanma riski olabilir. Bilhassa hareket kısıtlılığı olan şahıslar için el feneri kaide. Ek olarak uzun ömürlü piller ve bataryalar da çantada bulunmalı. Su stoku sağlam olmalı. 3-5 yılda bir de çantanın içeriği kesinlikle denetim edilmeli ve güncellenmeli. Lakin bu hazırlıklar toplumda ekseriyetle hafife alınıyor. Çök-kapan-tutun uygulaması üzere kolay fakat hayat kurtarıcı teknikler gerektiği üzere uygulanmıyor. Meğer bu hareket, inançlı olmayan bir binada bile hayat kurtarabilir. Çekyatın yanında cenin durumunda tutunmak hayatınızı kurtarabilir. Lakin bu önemsenmiyor. Devletimiz tatbikatlar yapıyor ancak yeniden de uygulamada eksiklikler görüyoruz. Bu ilgisizlik, hazırlıksızlığı getiriyor” dedi.
‘DEPREM ÇANTASINI YÜKSEK FİYATLARLA SATAN VE FIRSATÇILIK YAPANLARA DİKKAT EDİLMELİ’
Evindeki sarsıntı çantasının, zelzele anında çabucak aklına geldiğini anlatan Prof. Dr.Altan, “Hazırda olması çok yararlıydı. Ruhsal hazırlık da çok kıymetli. O anda panik yapmak kalp hastalığını ya da farklı bir sıhhat meselesini tetikleyebilir. “Gardırobum sabit, ocağımı denetim ettim, sarsıntı çantam hazır” diyebilmek bir itimat duygusu verir. Bu da ruhsal rahatlama sağlar. Hazır satılan zelzele çantalarına gerek yok. Herkes kendi muhtaçlığına nazaran bir çanta hazırlayabilir. İçine koyacağı gereçlerin kalitesini kendisi seçebilir. Düdük, el feneri, su, konserveler, kaliteli piller üzere. Ucuz ve dayanıksız eserlerden kaçınılmalı. Hazır sarsıntı çantasını yüksek fiyatlarla satan ve fırsatçılık yapanlara dikkat edilmeli. Dikkatli ve şuurlu hazırlanmak önemli” diye konuştu.
Deprem hazırlığının bir zincir olduğunu söyleyen Prof. Dr. Altan, “Merkezi hükümet, belediyeler ve vatandaşlar olarak daima birlikte, bir zincirin halkaları üzere ahenk içinde hareket etmemiz gerekiyor. Herkesin kendi vazifesini yerine getirmesi koşul. Belediyelerin, devletin ve vatandaşların farklı ayrı sorumlulukları var. Herkes misyonunu düzgün biçimde yaparsa, bu zincir güçlenir. Ancak ne yazık ki bu zincirin en zayıf halkası şu anda vatandaşlarımız. Öbür kurumlar, yani devlet ve kamu kuruluşları, vazifelerini yerine getirmek için çalışıyor. Lakin vatandaşlarımız zelzelenin ciddiyetinin farkında değil. Zelzele unutulmaz, kesinlikle bir gün gelir. Bu yüzden hazırlıklı olmak koşul. En değerli hazırlık ise inançlı yapılarda oturmaktır. Şayet inançlı bir binadaysanız, tahminen sarsıntı çantasına bile muhtaçlık duymazsınız. Ben de inançlı bir yapıda oturuyorum. Bu yüzden sarsıntı anında hiç tereddüt yaşamadım. Sarsıntı çantasını da dışarıya çıkıp inançlı bir formda beklemek için hazırladım. Asıl kıymetli olan, inançlı yapılarda yaşamak. Bu bahse gereken ehemmiyeti vermeliyiz” tabirlerini kullandı.
Deprem uzmanı Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan, afet anında hayat kurtarabilecek sarsıntı çantasında bulunması gereken temel materyalleri ve o anda yapılması gerekenleri anlattı. Prof. Dr. Altan, “Depreme öncelikle yapısal hazırlıklı olmalıyız. Konutlarımızı zelzeleye sağlam hale getirmemiz gerekiyor. Gerekiyorsa bir inşaat mühendisine başvurarak konutun denetim ettirilmeli. Bu halde yapısal hazırlık yapılmalı. Bir de yapısal olmayan hazırlıklarımız var. Konuttaki eşyalarımız, örneğin devrilme riski olan gardıroplar, sabitlenmeli. Yakıcı ve yanıcı unsurlar için de tedbir alınmalı. Örneğin, duvara sabitlemek, odadaki aynaları teminata almak, camlara sinema çektirmek üzere tedbirlerle cam kırıklarının ziyan vermesi engellenebilir. Bu şekil hazırlıklar da konut içinde yapılması gereken kıymetli adımlar” diye konuştu.
‘BİNA SAĞLAMLIĞI ÇOK ÖNEMLİ’
Deprem çantası hazırlığının kıymetini vurgulayan Prof. Dr.Altan, “Ancak unutulmamalı ki, sarsıntı çantası tek başına bir hayat kurtarıcı değildir. Öncelik konutun sağlam olmasıdır. Mesken gereğince güçlü değilse, çanta sırf yakınınızdaysa işe fayda hale gelir. Örneğin bir hastaysanız, ilaçlarınızı o çantada bulundurmanız gerekir. Bağlantı kurmak için de çantanın içinde düdük üzere yer belirlemeye yardımcı materyaller olmalı. Ancak tekrar de en değerli bahis, binamızın sağlamlığıdır. Sarsıntı çantası kişisel hazırlanmalı, zira herkesin muhtaçlığı farklı olabilir. Tekrar de ortak birtakım temel materyaller olmalı: irtibat araçları, düdük, cep telefonu ve batarya üzere. Ayrıyeten uzun müddet dayanabilecek konserveler ve su kesinlikle bulunmalı. Yaralanma üzere durumlar için birinci yardım seti de çantada yer almalı. Kronik rahatsızlığı olan yaşlı bireyler günlük kullandıkları ilaçları da bu çantaya koymalı, zira onlar için saniyeler bile kıymetli olabilir. Bu tıp ilaçlar bilhassa gece ulaşılabilecek bir yerde, yatağın yanında tutulmalı” sözlerini kullandı.
‘SU STOKU SAĞLAM OLMALI’
Prof. Dr.Altan, “Herkesin farklı bir yatak odasında uyuduğu düşünülürse, herkesin ferdi sarsıntı çantası olmalı. Hatta bir ölçü nakit para da bulundurulabilir, zira sarsıntı sonrası dışarı çıktığınızda gereksinim olabilir. El feneri çok değerli; elektrik kesileceği için karanlıkta taraf bulmakta işe fayda. Aksi halde düşüp yaralanma riski olabilir. Bilhassa hareket kısıtlılığı olan şahıslar için el feneri kaide. Ek olarak uzun ömürlü piller ve bataryalar da çantada bulunmalı. Su stoku sağlam olmalı. 3-5 yılda bir de çantanın içeriği kesinlikle denetim edilmeli ve güncellenmeli. Lakin bu hazırlıklar toplumda ekseriyetle hafife alınıyor. Çök-kapan-tutun uygulaması üzere kolay lakin hayat kurtarıcı yollar gerektiği üzere uygulanmıyor. Halbuki bu hareket, inançlı olmayan bir binada bile hayat kurtarabilir. Çekyatın yanında cenin konumunda tutunmak hayatınızı kurtarabilir. Fakat bu önemsenmiyor. Devletimiz tatbikatlar yapıyor lakin tekrar de uygulamada eksiklikler görüyoruz. Bu ilgisizlik, hazırlıksızlığı getiriyor” dedi.
‘DEPREM ÇANTASINI YÜKSEK FİYATLARLA SATAN VE FIRSATÇILIK YAPANLARA DİKKAT EDİLMELİ’
Evindeki sarsıntı çantasının, zelzele anında çabucak aklına geldiğini anlatan Prof. Dr.Altan, “Hazırda olması çok yararlıydı. Ruhsal hazırlık da çok kıymetli. O anda panik yapmak kalp hastalığını ya da farklı bir sıhhat meselesini tetikleyebilir. “Gardırobum sabit, ocağımı denetim ettim, zelzele çantam hazır” diyebilmek bir inanç duygusu verir. Bu da ruhsal rahatlama sağlar. Hazır satılan sarsıntı çantalarına gerek yok. Herkes kendi gereksinimine nazaran bir çanta hazırlayabilir. İçine koyacağı gereçlerin kalitesini kendisi seçebilir. Düdük, el feneri, su, konserveler, kaliteli piller üzere. Ucuz ve dayanıksız eserlerden kaçınılmalı. Hazır sarsıntı çantasını yüksek fiyatlarla satan ve fırsatçılık yapanlara dikkat edilmeli. Dikkatli ve şuurlu hazırlanmak önemli” diye konuştu.
Deprem hazırlığının bir zincir olduğunu söyleyen Prof. Dr. Altan, “Merkezi hükümet, belediyeler ve vatandaşlar olarak daima birlikte, bir zincirin halkaları üzere ahenk içinde hareket etmemiz gerekiyor. Herkesin kendi misyonunu yerine getirmesi koşul. Belediyelerin, devletin ve vatandaşların farklı başka sorumlulukları var. Herkes vazifesini düzgün formda yaparsa, bu zincir güçlenir. Ama ne yazık ki bu zincirin en zayıf halkası şu anda vatandaşlarımız. Öbür kurumlar, yani devlet ve kamu kuruluşları, misyonlarını yerine getirmek için çalışıyor. Fakat vatandaşlarımız zelzelenin ciddiyetinin farkında değil. Sarsıntı unutulmaz, kesinlikle bir gün gelir. Bu yüzden hazırlıklı olmak kural. En kıymetli hazırlık ise inançlı yapılarda oturmaktır. Şayet inançlı bir binadaysanız, tahminen sarsıntı çantasına bile gereksinim duymazsınız. Ben de inançlı bir yapıda oturuyorum. Bu yüzden sarsıntı anında hiç tereddüt yaşamadım. Zelzele çantasını da dışarıya çıkıp inançlı bir formda beklemek için hazırladım. Asıl değerli olan, inançlı yapılarda yaşamak. Bu hususa gereken değeri vermeliyiz” sözlerini kullandı.
